Page 1 of 4 1234 LastLast
Results 1 to 10 of 31

Thread: Orhun Abideleri

  1. #1
    Senior Member
    Join Date
    Aug 2012
    Last Online
    10-29-2014 @ 07:57 AM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Türk
    Gender
    Posts
    986
    Thumbs Up
    Received: 142
    Given: 62

    2 Not allowed!

    Default Orhun Abideleri

    Bunları okumayan varsa okumasını tavsiye ederim.

    KÜLTİGİN ANITI

    Güney Yüzü:
    Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı, bu zamanda oturdum. Sözümü tamamiyle işit. Bilhassa küçük kardeş yeğenim, oğlum, bütün soyum, milletim, güneydeki Şadpıt beyleri, kuzeydeki Tarkat, Buyruk beyleri, Otuz Tatar ........... Dokuz Oğuz beyleri, milleti! Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle: Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, onun içindeki millet hep bana tâbidir. Bunca milleti hep düzene soktum. O şimdi kötü değildir. Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur. Doğuda Şantung ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmama az kaldı. Güneyde Dokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e ulaşmama az kaldı. Batıda İnci nehrini geçerek Demir Kapı'ya kadar ordu sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku yerine kadar ordu sevk ettim. Bunca yere kadar yürüttüm. Ötüken ormanından daha iyisi hiç yokmuş. İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş. Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin. Açlık, tokluk düşünmezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin. Öyle olduğun için, beslemiş olan kağanının sözünü almadan her yere gittin. Hep orda mahvoldun, yok edildin. Orda, geri kalanınla her yere hep zayıflayarak, ölerek yürüyordun. Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum için, kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa, bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burda vurdum. Yanılıp öleceğini yine burda vurdum. Her ne sözüm varsa ebedî taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Şimdiki Türk milleti, beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız? Ben ebedî taş yontturdum .... Çin kağanından resimci getirdim, resimlettim. Benim sözümü kırmadı. Çin kağanının maiyetindeki resimciyi gönderdi. Ona bambaşka türbe yaptırdım. İçine dışına bambaşka resim vurdurdum. Taş yontturdum. Gönüldeki sözümü vurdurdum ... On Ok oğluna, yabancına kadar bunu görüp bilin. Ebedî taş yontturdum ... İl ise, şöyle daha erişilir yerde ise, işte öyle erişilir yerde ebedî taş yontturdum, yazdırdım. Onu görüp öyle bilin. Şu taş .... dım. Bu yazıyı yazan yeğeni Yollug Tigin.

    Doğu Yüzü:

    Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış. İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzenleyi vermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapı'ya kadar kondurmuş. İkisi arasında pek teşkilâtsız Göktürk öylece oturuyormuş. Bilgili kağan imiş, cesur kağan imiş. Buyruku yine bilgili imiş tabiî, cesur imiş tabiî. Beyleri de milleti de doğru imiş. Onun için ili öylece tutmuş tabiî. İli tutup töreyi düzenlemiş. Kendisi öylece vefat etmiş. Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halk, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlamış, yas tutmuş. Öyle ünlü kağan imiş. Ondan sonra küçük kardeşi kağan olmuş tabiî, oğulları kağan olmuş tabiî. Ondan sonra küçük kardeşi büyük kardeşi gibi kılınmamış olacak, Oğlu babası gibi kılınmamış olacak. Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruku da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş tabiî. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedi vermiş. Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evlâdı cariye oldu. Türk beyler Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutup, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş. Doğuda gün doğusunda Bökli kağana kadar ordu sevk edi vermiş. Batıda Demir Kapıya kadar ordu sevk edi vermiş. Çin kağanına ilini, töresini alı vermiş. Türk halk kitlesi şöyle demiş: İlli millet idim, ilim şimdi hani, kime ili kazanıyorum der imiş. Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş. Öyle diyip Çin kağanına düşman olmuş. Düşman olup, kendisini tanzim ve tertip edemediğinden yine teslim olmuş. Bunca işi gücü verdiğini düşünmeden, Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım der imiş. Yok olmaya gidiyormuş. Yukarıda Türk tanrısı, Tük mukaddes yeri, suyu öyle tanzim etmiş. Türk milleti yok olmasın diye, millet olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinde tutup yukarı kaldırmış olacak. Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış. Dışarı yürüyor diye ses işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp yetmiş er olmuş. Tanrı kuvvet verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş. Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış, yığmış. Hepsi yedi yüz er olmuş. Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadımın töresince yaratmış, yetiştirmiş. Tölis, Tarduş milletini orda tanzim etmiş. Yabguyu, şadı orda vermiş. Güneyde Çin milleti düşman imiş. Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş. Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı hep düşman imiş. Babam kağan bunca ... Kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi savaş yapmış. Tanrı lûtfettiği için illiyi ilsizletmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, düşmanı tâbi kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş. Babam kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş. Babam kağan için ilkin Baz Kağanı balbal olarak dikmiş. O töre üzerine kağan oturdu. Amcam kağan oturarak Türk milletini tekrar tanzim etti, besledi. Fakiri zengin kıldı, azı çok kıldı. Amcam kağan oturduğunda kendim Tarduş milleti üzerinde şad idim. Amcam kağan ile doğuda Yeşil Nehir, Şantung ovasına kadar ordu sevk ettik. Batıda Demir Kapıya kadar ordu sevk ettik. Kögmeni aşarak Kırgız ülkesine kadar ordu sevk ettik. Yekûn olarak yirmi beş defa ordu sevk ettik, on üç defa savaştık. İlliyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik. Türgiş Kağanı Türkümüz, milletimiz idi. Bilmediği için, bize karşı yanlış hareket ettiği için kağanı öldü. Buyruku, beyleri de öldü. On Ok kavmi eziyet gördü. Ecdadımızın tutmuş olduğu yer, su sahipsiz olmasın diye Az milletini tanzim ve tertip edip ... Bars bey idi. Kağan adını burda biz verdik. Küçük kız kardeşim prensesi verdik. Kendisi yanıldı, kağanı öldü, milleti cariye, kul oldu. Kögmenin yeri, suyu sahipsiz kalmasın diye Az, Kırgız kavmini düzene sokup geldik. Savaştık ... ilini geri verdik. Doğuda Kadırkan ormanını aşarak milleti öyle kondurduk, öyle düzene soktuk. Batıda Kengü Tarmana kadar Türk milletini öyle kondurduk, öyle düzene soktuk. O zamanda kul kullu olmuştu. Cariye cariyeli olmuştu. Küçük kardeş büyük kardeşini bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi. Öyle kazanılmış, düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı. Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim boza bilecekti? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan bilgili kağanınla, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hâle soktun. Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? Mızraklı nereden gelerek sürüp gönderdi.Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin. Doğuya giden, gittin. Batıya giden, gittin. Gittiğin yerde hayrın şu olmalı: Kanın su gibi koştu, kemiğin dağ gibi yattı. Beylik erkek evlâdın kul oldu, hanımlık kız evlâdın cariye oldu. Bilmediğin için, kötülüğün yüzünden amcam, kağan uçup gitti. Önce Kırgız kağanını balbal olarak diktim. Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, babam kağanı, annem hatunu yükseltmiş olan Tanrı, il veren Tanrı, Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye, kendimi o Tanrı kağan oturttu tabiî. Varlıklı, zengin millet üzerine oturmadım. İşte aşsız, dışta elbisesiz; düşkün, perişan milletin üzerine oturdum. Küçük kardeşim Kül Tigin ile konuştuk. Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Küçük kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öyle yite kazandım. Öyle kazanıp bütün milleti ateş, su kılmadım. Ben kendim kağan oturduğumda, her yere gitmiş olan millet öyle yite, yaya olarak çıplak olarak dönüp geldi. Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine doğru, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine doğru, güneyde Çine doğru on iki defa büyük ordu sevk ettim, ... savaştım. Ondan sonra, Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım. Dört taraftaki milleti hep tâbî kıldım, düşmansız kıldım. Hep bana itaat etti. İşi gücü veriyor. Bunca töreyi kazanıp küçük kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti. Babam kağan uçtuğunda küçük kardeşim Kül Tigin yedi yaşında kaldı ... Umay gibi annem hatunun devletine küçük kardeşim Kül Tigin er adını aldı. On altı yaşında, amcam kağanın ilini, töresini şöyle kazandı: Altı Çub Soğdaka doğru ordu sevk ettik, bozduk. Çinli Ong vali, elli bin asker geldi, savaştık. Kül Tigin yaya olarak atılıp hücum etti. Ong valinin kayın biraderini, silâhlı, elle tuttu, silâhlı olarak kağana takdim etti. O orduyu orda yok ettik. Yirmi bir yaşında iken, Çaça generale karşı savaştık. En önce Tadıgın, Çorun boz atına binip hücum etti. O at orda öldü. İkinci olarak Işbara Yamtar'ın boz atına binip hücum etti. O at orda öldü. Üçüncü olarak Yigen Silig beyin giyimli doru atına binip hücum etti. O at orda öldü. Zırhından kaftanından yüzden fazla ok ile vurdular, yüzüne başına bir tane değdirmedi. ... Hücum ettiğini, Türk beyleri, hep bilirsiniz. O orduyu orda yok ettik. Ondan sonra Yir Bayırkunun Uluğ Irkini düşman oldu. Onu dağıtıp Türgi Yargun Gölünde bozduk. Uluğ İrkin azıcık erle kaçıp gitti. Kül Tigin yirmi altı yaşında iken Kırgıza doğru ordu sevk ettik. Mızrak batımı karı söküp, Kögmen ormanını aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastık. Kağanı ile Songa ormanında savaştık. Kül Tigin, Bayırku'nun ak aygırına binip atılarak hücum etti. Bir eri ok ile vurdu, iki eri kovalayıp takip ederek mızrakladı. O hücum ettiğinde, Bayırku'nun ak aygırını, uyluğunu kırarak, vurdular. Kırgız kağanını öldürdük, ilini aldık.O yılda Türgiş'e doğru Altın ormanını aşarak, İrtiş nehrini geçerek yürüdük. Türgiş kavmini uykuda bastık. Türgiş kağanının ordusu Bolçu'da ateş gibi, fırtına gibi geldi. Savaştık. Kül Tigin alnı beyaz boz ata binip hücum etti. Alnı beyaz boz ...... tutturdu. İkisini kendisi yakalattı. Ondan sonra tekrar girip Türgiş kağanının buyruku Az valisini elle tuttu. Kağanını orda öldürdük, ilini aldık. Türgiş avam halkı hep tâbi oldu. O kavmi Tabarda kondurduk ... Soğd milletini düzene sokayım diye İnci nehrini geçerek Demir Kapıya kadar ordu sevk ettik. Ondan sonra Türgiş avam halkı düşman olmuş. Kengeris'e doğru gitti. Bizim askerin atı zayıf, azığı yok idi. Kötü kimse er ... kahraman er bize hücum etmişti. Öyle bir zamanda pişman olup Kül Tigini az erle eriştirip gönderdik. Büyük savaş savaşmış. Türgiş avam halkını orda öldürmüş, yenmiş. Tekrar yürüyüp...

    Kuzey Yüzü:

    ... ile, Koşu vali ile savaşmış. Askerini hep öldürmüş. Evini, malını eksiksiz hep getirdi. Kül Tigin yirmi yedi yaşına gelince Karluk kavmi hür ve müstakil iken düşman oldu. Tamag Iduk Başta savaştık. Kül Tigin o savaşta otuz yaşında idi. Alp Şalçı ata binip atılarak hücum etti. İki eri takip edip kovalayarak mızrakladı. Karluk'u öldürdük, yendik. Az milleti düşman oldu. Kara Göl'de savaştık. Kül Tigin otuz bir yaşında idi. Alp Şalçı akına binip atılarak hücum etti. Az ilteberini tuttu. Az milleti orda yok oldu. Amcam kağanın ili sarsdığında; millet, hükümdar ikiye ayrıldığında; İzgil milleti ile savaştık. Kül Tigin Alp Şalçı akına binip atılarak hücum etti. O at orda düştü. İzgil milleti öldü. Dokuz Oğuz milleti kendi milletim idi. Gök, yer bulandığı için düşman oldu. Bir yılda beş defa savaştık. En önce Togu Balıkta savaştık. Kül Tigin Azman akına binip atılarak hücum etti. Altı eri mızrakladı. Askerin hücumunda yedinci eri kılıçladı. İkinci olarak Kuşalgukta Ediz ile savaştık. Kül Tigin Az yağızına binip, atılarak hücum edip bir eri mızrakladı. Dokuz eri çevirerek vurdu. Ediz kavmi orda öldü. Üçüncü olarak Bolçuda Oğuz ile savaştık. Kül Tigin Azman akına binip hücum etti, mızrakladı. Askerini mızrakladık, ilini aldık. Dördüncü olarak Çuş başında savaştık. Türk milleti ayak titretti. Perişan olacaktı. İlerleyip gelmiş ordusunu Kül Tigin püskürtüp, Tongradan bir boyu, yiğit on eri Tonga Tigin mateminde çevirip öldürdük. Beşinci olarak Ezginti Kadız'da Oğuz ile savaştık. Kül Tigin Az yağızına binip hücum etti. İki eri mızrakladı, çamura soktu. O ordu orda öldü. Amga kalesinde kışlayıp ilk baharında Oğuza doğru ordu çıkardık. Kül Tigini evin başında bırakarak, müdafaa tedbiri aldık. Oğuz düşman, merkezi bastı. Kül Tigin öksüz akına binip dokuz eri mızrakladı, merkezi vermedi. Annem hatun ve analarım, ablalarım, gelinlerim, prenseslerim, bunca yaşayanlar cariye olacaktı, ölenler yurtta yolda yatıp kalacaktınız. Kül Tigin olmasa hep ölecektiniz. Küçük kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim düşünceye daldım. Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu. Kendim düşünceye daldım. Zamanı Tanrı yaşar. İnsan oğlu hep ölmek için türemiş. Öyle düşünceye daldım. Gözden yaş gelse mani olarak, gönülden ağlamak gelse geri çevirerek düşünceye daldım. Müthiş düşünceye daldım. İki şadın ve küçük kardeş yeğenimin, oğlumun, beylerimin, milletimin gözü kaşı kötü olacak diyip düşünceye daldım. Yasçı, ağlayıcı olarak Kıtay, Tatabı milletinden başta Udar general geldi. Çin kağanından İsiyi Likeng geldi. On binlik hazine, altın, gümüş fazla fazla getirdi. Tibet kağanından vezir geldi. Batıda gün batısındaki Soğd, İranlı, Buhara ülkesi halkından Enik general, Oğul Tarkan geldi. On Ok oğlum Türgiş kağanından Makaraç mühürdar, Oğuz Bilge mühürdar geldi. Kırgız kağanından Tarduş İnançu Çor geldi. Türbe yapıcı, resim yapan, kitâbe taşı yapıcısı olarak Çin kağanının yeğeni Çang general geldi.

    Kuzeydoğu Yüzü:


    Kül Tigin koyun yılında on yedinci günde uçtu. Dokuzuncu ay, yirmi yedinci günde yas töreni tertip ettik. Türbesini, resimini, kitâbe taşını maymun yılında yedinci ay, yirmi yedinci günde hep bitirdik. Kül Tigin kendisi kırk yedi yaşında bulut çöktürdü ... Bunca resimciyi Tuygut vali getirdi.

    Güneydoğu Yüzü:

    Bunca yazıyı yazan Kül Tiginin yeğeni Yollug Tigin, yazdım. Yirmi gün oturup bu taşa, bu duvara hep Yollug Tigin, yazdım. Değerli oğlunuzdan, evlâdınızdan çok daha iyi beslerdiniz. Uçup gittiniz. Gökte hayattaki gibi ...

    Güneybatı Yüzü:


    Kül Tiginin altınını, gümüşünü, hazinesini, servetini, dört binlik at sürüsünü idare eden Tuygut bu ... Beyim prens yukarı gök ... taş yazdım. Yollug Tigin.

    Batı Yüzü:

    Batıdan Soğd baş kaldırdı. Küçük kardeşim Kül Tigin ... için, öyle yite işi gücü verdiği için, Türk Bilge Kağanı, nezaret etmek üzere, küçük kardeşim Kül Tigini gözeterek oturdum. İnançu Apa Yargan Tarkan adını verdim. Onu övdürdüm.

  2. #2
    Senior Member
    Join Date
    Aug 2012
    Last Online
    10-29-2014 @ 07:57 AM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Türk
    Gender
    Posts
    986
    Thumbs Up
    Received: 142
    Given: 62

    1 Not allowed!

    Default

    TONYUKUK YAZITI

    BİRİNCİ TAŞ (Batı Cephesi)


    Ben Bilge Tonyukuk’um. Çin ülkesinde doğdum. Türk milleti Çin’de tutsak idi. Türk milleti hanını bulmayınca Çin’den ayrıldı, han sahibi oldu. Hanını bırakıp yine Çin’e tutsak düştü. Tanrı şöyle demiş: Han verdim, hanını bırakıp tutsak düştün. Tutsak düştüğün için Tanrı öldürdü. Türk milleti öldü, bitti, yok oldu. Türk Sır milletinin yerinde boy kalmadı.

    Ormanda, dışarıda kalmış olanlar toplanıp yedi yüz er oldular. İki bölüğü atlı idi, bir bölüğü yaya idi. Yedi yüz kişiyi idare edenlerin büyüğü şad idi; danışman ol dedi, danışmanı ben oldum, Bilge Tonyukuk. (Şadı) kağan mı yapayım diye düşündüm. Arık boğa ile semiz boğa arkada oldukça; semiz boğa mı, arık boğa mı bilinmezmiş diye düşündüm. Bunun üzerine, Tanrı akıl verdiği için onu ben kağan yaptım.
    İlteriş Kağan olunca, Bilge Tonyukuk Boyla Baga Tarkan ile İlteriş, güneyde Çinli’yi, doğuda Kıtay’ı, kuzeyde Oğuz’u pek çok öldürdüler. Danışmanı, yardımcısı ben idim.
    Çogay’ın kuzeyi ile Kara Kum’da oturuyorduk.

    BİRİNCİ TAŞ (Güney Cephesi)

    Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk. Milletin karnı tok idi. Düşmanımız çevremizde ocak gibi idi, biz ateş idik.

    Böyle otururken Oğuz’dan casus geldi. Casusun sözü şöyle idi: Dokuz Oğuz boyu üzerine kağan oturmuş; Çin’e Kunı Sengün’ü göndermiş; Kıtay’a Tongra Esim’i göndermiş. Şu haberi göndermiş: Azıcık Türk (Köktürk) boyu var; fakat kağanı yiğit, danışmanı bilgili. Bu iki kişi var oldukça seni, Çinliyi öldürecek, diyorum; doğuda Kıtay’ı öldürecek, diyorum; beni, Oğuz’u mutlaka öldürecek diyorum. Çinli, sen güney yönünden saldır; Kıtay, sen doğu yönünden saldır; ben de kuzey yönünden saldırayım; Türk Sır boyunun yerinde hiç kimse kalmasın; mümkünse hepsini yok edelim, diyorum.

    Bu haberi işitince gece uyuyasım gelmedi, gündüz oturasım gelmedi. Bunun üzerine kağanıma arza çıktım. Şunu arz ettim: Çinli, Oğuz, Kıtay… bu üçü birleşirse biz kalırız. Dıştan sarılmış gibiyiz. Yufka iken delmek kolay imiş, ince iken koparmak kolay. Yufka kalın olsa delmek zor imiş, ince yoğun olsa koparmak zor. Doğuda Kıtay’dan, güneyde Çin’den, batıda batılılardan, kuzeyde Oğuz’dan gelecek iki üç bin askerimiz var mı acaba? Böyle arz ettim.

    Kağanım, ben Bilge Tonyukuk’un arzını işitti, gönlünce idare et dedi. Kök Öng’ü çiğneyerek Ötüke ormanına doğru orduyu sevkettim. İnek ve yük arabalarıyla Togla’da Oğuz geldi. Üç bin Askeri varmış. Biz iki bin idik. Savaştık. Tanrı yarlığadı, yendik. Irmağa döküldüler. Pek çoğu da dağıttığımız yerde öldü. Ondan sonra Oğuz tamamıyla geldi. Türk milletini Ötüken yerine, beni, Bilge Tonyukuk’u Ötüken yerine yerleşmiş diye işiten güneydeki millet; batıdaki, kuzeydeki, doğudaki millet geldi.

    BİRİNCİ TAŞ (Doğu Cephesi)

    İki bin idik. İki ordumuz oldu. Türk milleti yaratılalı, Türk kağanı tahta oturalı Şantung şehrine, denize ulaşmış olan yok imiş. Kağanıma arz edip ordu gönderdim. Şantung şehrine, denize ulaştırdım. Yirmi üç şehir zaptettiler. Uykularını burada bırakıp seferde yatıp kalktılar.

    Çin kağanı düşmanımız idi. On Ok kağanı düşmanımız idi. Kırgızların güçlü kağanı da düşmanımız oldu. Bu üç kağan anlaşıp Altun ormanında birleşelim demişler. Şöyle anlaşmışlar: Doğuda Türk kağanına doğru sefere çıkalım demişler. Eğer biz üzerine yürümezsek, eninde sonunda o bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için, eninde sonunda o bizi mutlaka öldürecektir. Üçümüz birleşip üzerine yürüyelim, hepsini yok edelim demişler. Türgiş kağanı şöyle demiş: Benim milletim oradadır demiş, Türk (Kök-türk) boyu yine karışıklık içindedir, Oğuz’u yine dardadır demiş.

    Bu sözleri işitince gece yine uyuyasım gelmiyordu, gündüz yine oturasım gelmiyordu. 0 zaman düşündüm. İlkin Kırgız üzerine yürüsek daha iyi olur dedim. Kögmen yolu tek imiş; kapanmış diye işitip bu yoldan yürümek olmaz dedim. Kılavuz istedim. Çöllü Az eri buldum. Az ülke (sinde), Anı bel (inde bir yol var) mış; bir at yolu imiş, onunla gitmiş. Onunla konuşup bir atlının gitmiş olduğunu öğrenince bu yolla gitmek mümkün dedim. Düşündüm ve kağanıma;…

    BİRİNCİ TAŞ (Kuzey Cephesi)


    …arz ettim.
    Ordu yürüttüm. At in dedim. Ak Termil’i geçince at bindirdim. At üzerine bindirip karı söktürdüm. Sonra atları yedeğe aldırıp yaya olarak ve ağaçlara tutuna tutuna yukarı çıkarttım. Öndeki eri çapraz yürüterek Ağaç olan tepeyi aştık. Yuvarlanarak indik. On gecede yandaki engeli dolaşarak gittik. Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı. Bunalıp “kağan, yetiş” demiş. Anı suyuna vardık. O sudan aşağı gittik. yemek için attan iniyor, atı ağaca bağlıyorduk. Gece gündüz dört nala gittik. Kırgızları uykuda bastık. Uykularını mızrakla açtık. Hanı, ordusunu topladı; savaştık ve yendik. Hanlarını öldürdük. Kırgız boyu kağana teslim oldu, baş eğdi. Geri döndük, Kögmen ormanını dolaşarak geldik.

    Kırgız’dan döner dönmez Türgiş kağanından casus geldi. Haberi şöyle idi: Doğudan kağana sefer edelim. Biz yürümezsek onlar bizi, kağanı yiğit, danışmanı bilgili olduğu için eninde sonunda onlar bizi mutlaka öldürecek, demiş. Casus, türgiş kağanı çıkmış dedi, On Ok boyu eksiksiz çıkmış dedi: Çin ordusu da varmış.
    Bu haberi işittiğimiz sırada katun (kraliçe) vefat etmişti. Kağanım, ben eve ineyim, onun yoğ törenini yapayım dedi. Orduya “gidin Altun ormanında oturun” dedi. “Ordunun başında İni İl Kağan, Tarduş şadı gitsin” dedi. Bilge Tonyukuk’a, bana şunları söyledi : “Bu orduyu ilet” dedi, “ben sana ne söyleyeyim. Kararı istediğin gibi ver” dedi; “gelirse göreceği var, gelmezse haberciyi ve haberi alarak otur” dedi.

    Altun ormanında oturduk. Üç casus geldi. Haberleri bir: Kağan orduyu çıkardı. On Ok eksiksiz çıktı. Yarış ovasında toplanalım demişler. Bu haberi işitince haberi kağana yolladım. Handan haber geldi: “Oturun, öncüyü ve nöbetçiyi iyice düzenleyin, baskın yapmayın” demiş. Bögü Kağan bana böyle haber yollamış. Apa Tarkan’a ise gizli haber göndermiş. Bilge Tonyukuk kötüdür, kindardır; yanılır; orduyu yürütelim diyecek; kabul etmeyin. Bu haberi işitince ordu yürüttüm. Altun ormanını yol olmaksızın aştık. İrtiş ırmağını geçit olmaksızın geçtik. Gece de yol aldık ve Bolçu’ya şafak sökerken ulaştık.”

    İKİNCİ TAŞ (Batı Cephesi)

    “Haberciyi getirdiler. Sözü şöyle idi: Yarış ovasında yüz bin Asker toplandı dedi. Bu sözü işitince beğler, hepbirlikte geri dönelim, zayıfın utancı daha iyidir dediler. Ben şöyle dedim; ben, Bilge Tonyukuk: Altun Ormanını aşarak geldik, İrtiş ırmağını geçerek geldik. Gelenler yiğit dediler duymadılar; tanrı, Umay, mukaddes yer su üzerine çöküverdi. Niçin kaçıyoruz? Çok diye niçin korkuyoruz? Azız diye niçin kendimizi küçümsüyoruz? Hücum edelim dedim. Hücum ettik ve yağmaladık. İkinci Gün ateş gibi kızıp geldiler. Savaştık. Bizden iki ucu, yarısı fazla idi. Tanrı yarlığadığı için çok diye korkmadık ve savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık. Kağanını tuttuk; yabgusunu, şadını orada öldürdük. Elli kadar er yakaladık. Hem o gece halkına haber gönderdik. O haberi işitip On Ok beğleri, halkı hep geldi, baş eğdi. Halkın birazı kaçmıştı. Gelen beğleri ve halkı düzenleyip toplayarak, On Ok ordusunu yürüttüm. Biz de yürüdük. Anı’yı geçtik. İnci ırmağını geçerek Tinsi oğlu denen ebedi Ek dağını aşırdım.”

    İKİNCİ TAŞ (Güney Cephesi)

    Demir Kapı’ya kadar gittik. Oradan geri döndük. İni İl Kağan’a… Tacikler, Toharlar… ondan berideki Suk başlı Soğdak kavmi hep gelip baş eğdi. Türk milletinin Demir Kapı’ya , Tinsi Oğlu denen dağa ulaştığı hiç vâki değildi. O yere, ben Bilge Tonyukuk ulaştırdığım için sarı Altın, beyaz Gümüş, kızıl yak öküzü, eğri deve, mal sıkıntısızca getirdik. İlteriş kağan, bilgisinden dolayı, yiğitliğinden dolayı Çin ile on yedi defa savaştı. Kıtaylarla yedi defa savaştı. Oğuzlarla beş defa savaştı. Bu savaşlarda da danışmanı hep ben idim. Kumandanı da yine ben idim. İlteriş Kağan’a, Türk’ün hakim kağanına, Türk’ün bilgili kağanına.”

    İKİNCİ TAŞ (Doğu Cephesi)

    Kapgan Kağan… Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl kanımı dökerek, kara terimi akıtarak işimi gücümü hep ona verdim. Öncüleri yine uzaklara gönderdim; hisarları, gözcüleri çoğalttım; basılan düşmanı getirdim; kağanım ile seferlere çıktık. Tanrı korusun, bu Türk milletinin içinde silahlı düşman dolaştırmadım, damgalı at koşturtmadım. İlteriş Kağan kazanmasaydı, onun ardından ben kazanmasaydım il yine, millet yine yok olacaktı. O kazandığı için, ardından ben kazandığım için il yine il oldu, millet yine millet oldu.
    Ben artık yaşlandım, kocadım. Her hangi bir yerdeki kağan sahibi bir millete benim gibisi olsa ne sıkıntıları olabilir? Türk Bilge Kağan ilinde yazdırdım. Ben Bilge Tonyukuk.”

  3. #3
    Senior Member
    Join Date
    Aug 2012
    Last Online
    10-29-2014 @ 07:57 AM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Türk
    Gender
    Posts
    986
    Thumbs Up
    Received: 142
    Given: 62

    1 Not allowed!

    Default

    BİLGE KAĞAN YAZITI

    Kuzey Yüzü


    İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, bu devirde tahta çıktım. Sözlerimin tamamını dinleyin, özellikle küçük erkek kardeşlerim, çocuklarım, birleşik soyum, halkım ... güneyde Şadlar, kuzeyde tarkanlar, beyler, Otuz ... Otuz Tatar halkı ... ... Dokuz Oğuz Beyleri ve halkı, bu sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin! Doğuda güneşin doğduğu yere, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın tamamını düzene soktum. Şimdi onların endişesi yok. Türk Kağanı Ötüken dağlarında hüküm sürerse ülkede sıkıntı çıkmaz. Doğuda Şantung ovasına kadar sefer ettim. Denize bir kez bile varmadım. Güneye doğru Dokuz) Ersinlere kadar sefer ettim. Tibet’e bir kez bile varmadım. Batıda Sır Derya’yı geçip Temir Kapıg’a kadar sefer ettim. Kuzeyde Yer Bayırkuların topraklarına kadar sefer ettim. Bu kadar yere sefer ettirdim. Ötüken dağlarından daha iyisi kesinlikle yokmuş. Ülke kurulacak topraklar Ötüken dağlarıymış. Burada hüküm sürüp Çin halkıyla ilişkileri düzelttim. Çinliler altını, gümüşü, ipeği,ipeklileri ihtiyaçtan fazlasıyla öylelikle verirler. Çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış. Tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. Yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş. Bilgili ve yiğit insanları ilerletmezlermiş. Bir kişi suç işlerse bütün kavmini, halkını, akrabalarına varıncaya kadar öldürmezlermiş.
    Çinlilerin tatlı sözlerine, yumuşak ipeklilerine kanıp Türk halkından bir çoğunuz öldünüz. Türk halkı, mutlaka öleceksin! Güneye Çugay dağlarına, Tögültün ovasına yerleşeyim dersen, Türk halkı, mutlaka öleceksin. Kötü insanlar şöylece akıl verirlermiş: “Uzakta isen Çinliler ipeklinin kötüsünü verirler, yakındaysan ipeklinin iyisini verirler” diye öğretirlermiş.
    Cahil insanlar, bu sözleri ciddiye alıp yakınlaştığınızda çoğunuz öldünüz. Oralara gidersen, Türk halkı mutlaka öleceksin. Ötüken topraklarında yaşayıp sağa-sola kervanlar gönderirsen hiç sıkıntıya düşmeyeceksin. Ötüken dağlarında yaşarsan kurduğun ülke sonsuza değin ayakta kalacaktır. Türk halkı, toksun. Acıkacağını ya da doyacağını düşünmezsin. Bir doyarsan, tekrar acıkacağını düşünmezsin. Böyle olduğun için seni beslemiş olan hakanının sözlerini dikkate almayıp her yöne gittin. Oralarda tamamen yok oldun, tükendin. Geride kalanlarınız yarı ölü yarı diri her yere gidiyordunuz. Tanrı lütfettiği için, benim de talihim olduğu için kağan olarak tahta çıktım. Tahta çıktıktan sonra yoksul ve fakir olan halkı tümüyle bir araya getirdim. Yoksul halkı zengin ettim, az olan halkı çoğalttım. Acaba bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, halkı bunu dinleyin: Türk halkını derleyip ülke kuracağınızı buraya kazıdım, hata edip öleceğinizi de buraya kazıdım. Söyleyecek ne sözüm varsa bengi taşa kazıdım. Buna bakarak anlayın. Şu anki Türk halkı, beyleri, halihazırdaki beyler, sizler mi yanılacaksınız? Babam hakan ve amcam hakan tahta çıktıklarında dört yöndeki halkı nasıl düzenlemiş, nasıl hizaya sokmuşlarsa, tanrının lütfuyla ben kendim tahta çıktığımda da dört yöndeki halkı aynı şekilde düzenledim, hizaya soktum. … … .. Ben Türgeşlerin hakanına kızımı … pek büyük bir törenle aldım. Türgeş hakanının kızını pek büyük bir törenle oğluma aldım. … … … pek büyük bir törenle aldım. Dört yöndeki halkı hep ele geçirmiş, teba haline getirmiş, mağrurları kendisine secde ettirmiş, güçlülere önünde diz çöktürmüş. Yukarıda mavi gök, aşağıda kara toprak lütfettiği için halkımı gözüyle görmediği, kulağıyla işitmediği, doğuda güneşin doğduğu, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı, kuzeyde ise karanlığın ortasına kadar yerleştirdim. Çil çil altınları, apak gümüşleri, kenarlı ipekleri, misk kokulu ipeklileri, has atları, aygırları, kara samur ve boz sincap derilerini hakanlık halkım için, kavmim için kazandım, elde ettim. ... ... dertsiz hale getirdim. Yukarıda Tanrının güçlü ... ... on bin ... ... ... halkı besleyin, onlara eziyet, sıkıntı vermeyin. Türk Beyleri, hakanlık halkımı ... ad verdim ... ... ... kazanıp ... ... ... bu hakanınızdan, bu beylerinizden, bu topraklarınızdan, memleketinizden ayrılmazsanız, Türk halkı ... iyilik bulacak, çadırına gireceksin, sıkıntı çekmeyeceksin. ... ... daha sonra Çin hakanından sanatçı, herşey getirttim, Çin hakanı benim sözümü kırmadı, sarayındaki has sanatçısını yolladı. Ona muazzam bir anıtkabir yaptırdım. İçini dışını muhteşem şekilde süslettim, taşlar yonturttum, taşlara kazıttım, aklımdaki sözleri yazdırttım. ... On Okların oğullarına, yabancılarına varıncaya kadar bunu görüp anlayın. Bengi taş kazıttım, ulaşılabilir yerde ise, böylesi ulaşılabilir bir yerde kazıttım, yazdırdım. Buna bakıp böylece öğrenin. O taştan anıtkabri diktirdim, kazıttım ... ...

    Doğu Yüzü

    İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, sözüm: babam Türk Bilge Kağan ... ... .. Altı Sir, Tokuz Oğuz, keçe ? çadırlı beyleri, halkı ... ... Türk Tanrısı ... ...üstüne hakan olarak tahta çıktım. Tahta çıktığımda ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri, halkı sevinip kıvanıp yere bakan gözlerini yukarı kaldırdı. Böylesi bir vakitte ben kendim tahta çıkıp bunca önemli yasayı, dört taraftaki halkı yoluna koydum, düzene soktum.

    (BK Doğu 2’nin sonundan Doğu 24’ün başına kadarki satırlar KT Doğu 1-30 ile ortaktır, oraya bakınız.)

    Az olan halkı çoğalttım. Kudretli ülkesi kudretli hakanı olandan daha iyi bir hale getirdim. Dört taraftaki halkı alıp kendime bağladım. Türklerin düşmanlarını yok ettim. Onların hepsi bana bağlandılar. On yedi yaşımda Tangutlara sefer ettim. Tangut halkının düzenini bozdum, evlatlarını, haremini, sürülerini, mallarını orada aldım. 18) yaşımda Altı Çuv Soğutlara Soğutlara
    karşı sefer ettim, halkını orada bozguna uğrattım, Çinli askerî vali Ong elli bin askerle geldi, Iduk Baş’ta savaştım. O orduyu orada yok ettim. Yirmi bir yaşımdayken Basmıl Iduk Kut üzerine, ki benim halkım ve boyumdu, “kervan göndermiyor” diyerek sefer ettim. … …, bağladım, vergiye … …. çevirip getirdim. Yirmi iki yaşımda Çinlilere karşı sefer ettim. General Çaça ve emrindeki seksen binlik ordusuyla savaştım. Askerlerini orada öldürdüm. Yirmi altı yaşımdayken Çik halkı Kırgızlarla düşman oldu. Kem’i geçip Çik’lere karşı sefer ettim. Örpen’de savaştım. Askerlerini mızrakladım. Az halkını ele geçirdim. … … bağladım.Yirmi yedi yaşımda Kırgızlara karşı sefer ettim. Mızrak batımı batımı karı söküp Kögmen dağlarını aşarak ilerleyip yaya olarak Kırgız halkını uykuda baskına uğrattım. Hakanları ile Songa dağlarında çarpıştım. Hakanlarını öldürdüm, ülkelerini orada aldım. O yıl içerisinde Türgeşlere karşı Altay dağlarını aşıp Ertiş nehrini geçerek yürüdüm. Türgeş halkını uykuda baskına uğrattım. Türgeş hakanının ordusu ateş gibi, şimşek gibi geldi.Bolçuda çarpıştık. Hakanını, Yavgusunu, Şadını orada öldürdüm, ülkelerini orada aldım. Otuz yaşımda Beş Balık’a doğru sefer ettim. Altı defa sefer ettim. … … ordusunu tamamen yok ettim. Oradan içeride kalan ne kadar insan, … … yok olacaktı. … … davet etmeye geldi. Beş Balık bu sebeple kurtuldu. Otuz bir yaşımdayken Karluk halkı refah içerisinde bağımsız hareket eder hale geldi ve bize düşman oldu. Tamag Iduk Baş’ta savaştık. Karluk halkını öldürdüm, kalanlarını orada teslim aldım, … …. Basmılların avam halkı …, Karluk halkı toplanıp geldiler …, öldürdüm. Tokuz Oğuzlar benim kendi halkımdı. Gökle yer rasında kargaşa çıktığı için, gönüllerinehasetlik düştüğü için düşman oldular. Bir yılda dört kez savaştım. İlk önce Togu şehrinde savaştım. Togla nehrini yüzerek geçip ordusu … … ikinci olarak Argu’da savaştım. Askerlerini mızrakladım, ülkesini fethettim. Üçüncü olarak Çuş Başı’nda savaştım. Türk halkı sarsıldı, kötü olacaktı. Kurtulup dağılıp gelen askerlerini kaçırttım. Ölecek olanların çoğu orada dirildi. Orada Tongralardan bir kahraman grubunu Tonga Tegin’in mateminde çevirip dövdüm. Dördüncü olarak Ezgenti Kadız’da savaştım. Askerlerini orada mızrakladım, perişan ettim. ... ... Amgı kalesinde kışlarken kıtlık başgösterdi. İlkbaharda Oğuzlara karşı sefer ettim. Askerlerin ilki sefere çıkmıştı, ikincisi ise karargahtaydı. Üç Oğuz askerleri baskın yaptı. “Yaya olanları perişan oldu” diyerek teslim almak amacıyla geldiler. Askerlerinin yarısı evi barkı yağmalamaya, yarısı da savaşmaya gelmişti. Bizim sayımız azdı. Perişandık. Oğuz ... ... ... düşman ... ... Tanrı güç verdiği için orada mızrakladım, dağıttım. Tanrı buyurduğu için, kazandığım için, muhakkak ki Türk halkı böylelikle kazanmış oldu. Ben küçük kardeşimle birlikte bu şekilde başa geçip kazabnmasaydım Türk halkı ölecek, yok olacaktı. Türk beyleri, halkı işte böyle aklınıza koyun, böyle bilin. Oğuz halkı ... ... .. göndermeyeyim diye sefer ettim.

    Evini barkını yıktım, Oğuz halkı Tokuz Tatar ile bir araya gelip toplandı, Agu’da iki büyük savaş yaptım. Ordusunu bozguna uğrattım. Ülkesini orada teslim aldım. Bu şekilde kazanıp ... ... Tanrı lütfettiği için ben otuz üç yaşımda ... ... ... ... beslemiş olan kahraman hakanına karşı hata ettin. Yukarıda Tanrının, kutsal yer-su ruhlarının, amcam hakanın ruhunun bunu uygun görmediği besbelli. Tokuz Oğuz halkı memleketini bırakıp Çin’e göç etti. Çin ... ... ... buraya geldi, besleyeyim” diye düşündüm. ... ... ... halk ... ... ... yoldan çıktı ... ... ... güneyde, Çin topraklarında adı sanı yok olup gitti. Bu yerde bana kul oldu. Ben kendim hakan olup tahta çıktığım için Türk halkına ... ... ... etmedim, ülkeyi, kanunları en iyi şekilde düzenledim. Kutsal ... ... toplanıp ... ... orada savaştım. Askerlerini mızrakladım. Teslim olan teslim oldu, halkım oldu, ölenler öldü. Selenge boyunca aşağı doğru ilerleyip Karagan geçidinde evini barkını orada bozdum, ... ... dağlarına tırmandı.Uygurların Eltever’i yüz kadar askerle doğuya doğru kaçıp gitti. ... ... ... ... Türk halkı açtı. O sürüyü alıp besledim. Otuz dört yaşımdayken Oğuzlar kaçıp Çin’e sığındılar. Hayıflanıp sefer ettim. Kıskançlıktan ... ...çocuklarını, kadınlarını orada teslim aldım. İki Elteverli halk ... ... ... ... Tatavı halkı Çin hakanına bağlıydı. “Onlardan elçi, iyi sözler, dilekler gelmiyor” diyerek ilkbaharla beraber onlara sefer ettim. O halkı orada perişan ettim. Sürülerini, mallarını orada aldım. ... Askerleri derlenip toparlanıp geri geldi. Kadırkan dağlarında yerleş... ... ... ... topraklarına yerleşti. “Güneyde Karluk halkına katşı sefer et!” diyerek Tudun Yamtar’ı yolladım, gitti. ... ... Karlukların Elteveri yok olmuş, küçük kardeşi de bir kaleye kaçıp gitmişti ... ... ... ... “Kervanları gelmedi, şunları bir korkutayım” deyip sefet ettim. Muahfızları iki-üç kişiyle kaçıp gitti. Avam halkı “Hakanım geldi” deyip sevinip mutlu oldu. ... ... unvan verdim. Unvanı aşağıda olanın ... ...

    Güney - Doğu Yüzü


    ... ... Kök Öng’ü yoğuru askerleri yürütüp geceli gündüzlü yedi gün boyunca susuz olarak geçtim. Çorak topraklara varınca öncü birlikleri ... ... Keçen’ e kadar ... ....

    Güney Yüzü


    ... ... Çin’in süvari birliklerinin on yedi binden fazla askeri askeri ilk gün öldürdüm. İkinci gün piyade askerlerden çok sayıda öldürdüm. ... ... ... ... defa sefer ettim. Otuz sekiz yaşımda, kıi mevsiminde Kıtanylara sefer ettim. ... ... otuz dokuz yaşımda ilkbaharda Tatavılara karşı sefer ettim. ... ...
    Ben ... ... öldürdüm, evlatlarını, kadınlarını, sürülerini, malını aldım ... ... halkını ... kadınlarını yok ettim ... ... ... (G 5) yürüyüp ... ... ... (G 6) savaştım ... ... ... verdim. Kahraman askerlerini öldürüp balbal dikiverdim. Elli yaşımdayken Tatavı halkı Kıtany’dan ayrıldı, ... ... Töngker dağına ... ... General Ku’nun komutanlığında kırk bin asker geldi. Töngker dağında hücum edip vurdum. Çinlilerin Otuz bin askerini öldürdüm. Bir ... ... ... boyun eğdirdim. Tatavı ... ...öldürdü. Büyük oğlum hastalanıp vefat edince General Ku’yu balbal dikiverdim. Ben on dokuz yıl şad olarak görevde kaldım. Devleti yönettim. Otuz bir yaşımda tebam, halkım için daha iyisini elde ettim. /Buradan sonrası Bilge Kağan’ın oğlu Tengri Kağan’ın ağzından anlatılır/ Bu kadar şeyi temin edip babam hakan köpek yılında, onuncu ay, yirmi altıncı gün vefat etti (25 Kasım 734). Domuz yılının beşinci ayında yirmi yedisinde cenaze törenini yaptırdım (22 Haziran 735). Bukug Totok ... .. babası Büyük General Lisün’ün komuta ettiği beş yüz asker geldi. Kokılık ... ... altın ve gümüşü gereğinden fazlasıyla getirdi. Cenaze için tütsü getirip dikti. Sandal ağacı getirip kendisi ... ... cenaze töreni sırasındabunca insan saçını, kulağını kesti, kendi şahsi atlarını, kara samur, boz sincap derilerini sayısız getirip hepsini hediye ettiler. İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, sözüm: “Babam Türk Bilge Kağan tahta çıktığında şu an buradaki Beyler, Şadapıt Beyler, doğuda Tölis Beyleri, Apa tarkan başta olmak üzere bunlara ilaveten Şadapıt Beyler, bu ... ... Taman Tarkan, Tunyukuk, Buyla Baga Tarkan ve ayrıca komutanlar, ... ... saray komutanları, Sevig Kül Erkin başta olmak üzere buna ilave komutanlar, bu kadar bey babam hakana pek çok saygıda ? bulundular, Türk Beyleri ve halkı fazlasıyla saygıda bulundular, övdüler. ... ... Babam hakan için ağır taşları, kalın ağaçları Türk Beyleri ve halkı hazırlayıp, düzenleyip getirdiler. Kendimde bu kadar ... ...

    Güney-Batı Yüzü


    ... Bilge Kağan yazıtını ben Yollug Tegin kazıyıp yazdım. Bunca kabir binasını, süslemeyi, sanat içini … … hakanın yeğeni Yollug Tegin ben bir aydan dört gün fazlasıyla oturup kazıyarak yazdım, süslettim, yaptım.

    Batı Yüzü


    ... ... ... ... Bilge Kağan vefat etti. İlkbahar geldiğinde yukarıda gökyüzü davullarının gümbürdercesine, tıpkı öyle, dağlarda geyikler böğürdüğü vakitki olduğu gibi, işte böyle düşünürüm. Babam hakanın anıt taşını ben kendim hakan ... ....

  4. #4
    Senior Member
    Join Date
    Aug 2012
    Last Online
    10-29-2014 @ 07:57 AM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Türk
    Gender
    Posts
    986
    Thumbs Up
    Received: 142
    Given: 62

    0 Not allowed!

    Default










  5. #5
    Kiremil, ket!
    Apricity Funding Member
    "Friend of Apricity"

    Partizan's Avatar
    Join Date
    Jul 2012
    Last Online
    03-11-2024 @ 10:11 PM
    Location
    İstanbul/Sarıyer
    Meta-Ethnicity
    Turanian
    Ethnicity
    Turk, from Caspian Sea to Balkans! ;)
    Ancestry
    Father: Ahıska Turk+Terekeme/Qarapapaq Mother: Anatolian Turk+Balkan Turk+Some Crimean
    Country
    Turkey
    Y-DNA
    I2-L68(Southern Caucasus/Caspian)
    mtDNA
    H2a3(Central Asia)
    Taxonomy
    Alföldi Turanid+Pontid+Dinarid
    Politics
    Left-wing Nationalism on a pan-Turkist, Kemalist way.
    Hero
    Atatürk, Mohammed(pbuh), Sultangaliyev, Attila, Mehmed II, Mansur Yavaş!!
    Religion
    Quranist Islam
    Gender
    Posts
    4,496
    Thumbs Up
    Received: 630
    Given: 301

    1 Not allowed!

    Default

    Bu başlığı "sticky" hale getiriyorum. Her Türk okumalı.
    Quote Originally Posted by Yabgu View Post
    There is no ethnicity called "Anatolian", and no such thing as "Anatolian Greek genes" or "Armenoid genes".. It is a political rhetoric to cause identity erosion.. Eastern Huns are considered to be the ancestors of modern day Turks and they were a hybrid of Asiatic and Caucasian, but more dominantly Caucasian.. Hun was not an ethnicity itself, but a large tribal confederative structure.. That is why Turks already had a rich genetic pool before the full conquest of Anatolia region..

  6. #6
    Veteran Member
    Join Date
    Mar 2012
    Last Online
    10-06-2018 @ 07:47 PM
    Meta-Ethnicity
    Hunnic
    Ethnicity
    Turkish
    Ancestry
    Petrich, Ottoman Macedonia
    Country
    Turkey
    Politics
    Anti-globalist nationalism, Anti-fascist patriotism
    Religion
    Agnostic
    Gender
    Posts
    4,291
    Thumbs Up
    Received: 87
    Given: 0

    2 Not allowed!

    Default

    Quote Originally Posted by Partizan View Post
    Bu başlığı "sticky" hale getiriyorum. Her Türk okumalı.
    This is for the English speakers;

    The ministry of culture website of Kazakhstan provides english translations of 100s of Turkic runic stones including the ones in Orkhon valley and many others;

    http://irq.kaznpu.kz/?lang=e


    Here are some;

    The Kultegin Inscription, 732 AD
    http://irq.kaznpu.kz/?lang=e&mod=1&tid=1&oid=15&m=1


    The Bilge Kagan inscription, 735 AD
    http://irq.kaznpu.kz/?lang=e&mod=1&tid=1&oid=16&m=1


    Tonyukuk’s Memorial Complex, 730-731 AD
    http://irq.kaznpu.kz/?lang=e&mod=1&tid=1&oid=17&m=1

  7. #7
    Banned
    Join Date
    May 2012
    Last Online
    11-19-2013 @ 10:39 PM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Turk
    Ancestry
    Central Anatolian Turk & Crimean Tatar
    Country
    Turkey
    Religion
    Islam
    Age
    21
    Gender
    Posts
    2,184
    Thumbs Up
    Received: 187
    Given: 54

    0 Not allowed!

    Default

    Dikkat ettiyseniz Orhun abidelerinin yazıldığı zamanlarda "Türk" adı henüz diğer Türk boyları tarafından benimsenmemiş. Birlik sağlamak amacıyla Oğuzlar, Kırgızlar, Tatarlar, On-oklar gibi Türk boylarıyla yapılan savaşlardan bahsediliyor yazıtlarda. Tıpkı Cengiz Han dönemindeki Moğol boyları gibi olmalı, Cengiz Han bunları birleştirdikten sonra Kalka(Halha), Buryat, Kalmuk ve diğer Moğol boyları "Moğol" adını benimsemişler.

    "Türk" de Göktürkler zamanında Türk boyları tarafından benimsenmiş olsa gerek.


    Zamanın Seyyahları - Gerçek At, Gerçek Toprak, Gerçek Gök - Göktürkler

    [YOUTUBE]I9ubOWdZgX4[/YOUTUBE]

  8. #8
    Sibiriin Huiten Salhi Siberian Cold Breeze's Avatar
    Join Date
    Apr 2012
    Last Online
    07-27-2023 @ 04:39 AM
    Location
    ~In the heart of Mother Asia~
    Meta-Ethnicity
    Stepnomad
    Ethnicity
    Il-Khans/ Bayat
    Ancestry
    Ph'nglui Mglw'nafh Cthulhu R'lyeh wgah'nagl fhtagn
    Country
    Turkey
    Y-DNA
    YecüC
    mtDNA
    MecüC
    Taxonomy
    Eurasian
    Politics
    AltanOrd'icism
    Hero
    Chinggis Khaan
    Religion
    Tengri biz menen
    Age
    42
    Gender
    Posts
    3,874
    Blog Entries
    13
    Thumbs Up
    Received: 2,067
    Given: 3,867

    1 Not allowed!

    Default



    The old Turkic script is written horizontally from right to left. In some of the Yenisei inscriptions, however, it runs from left to right. In this case the characters are inscribed in the reverse direction.

    1.11. The Characters

    The old Turkic script used in the Orkhon inscriptions consists of 38 characters; combined with two syllabic characters, each of which has been used only once in the inscription of Tonyukuk, the total becomes 40.

    Of the 38 characters generally used, 4 are vowel signs. Each vowel sign expresses two different vowels; more precisely, there is only one letter for the vowels a and a, one for i and i, one for and u, and finally one for o and u. The double consonant-characters system of the alphabet and the vocalic harmony prevent possible mistakes in reading the vowels a, a and i, i; but there is no criterion by which one could distinguish between the vowels o and u, and o and ü.

    Of the remaining characters, 20 are double ‘conson-ant-characters1 (syllabic characters) which designate syllables beginning with a or a and ending in the characteristic consonant. They can also represent the consonants alone. These characters are: ab, ab; ad, ad; ay, ag; aq, ak; al, al; an, an; ar, ar; as, as, as; at, at; ay, ay.

    There are two consonant characters designating syllables with rounded vowels: oq/uq, ok/iik, and two consonant characters representing syllables with! or i , respectively: i£, ic.

    The consonant characters for the sounds m, n, n,

    £, j[, and z are neutral in relation to vowels. In other words, they are used in both back- and front-vocalic words.

    There are three compound consonant-characters: It, nc, and nt. The last two are neutral in relation to vowels, while the first is used only in back-vocalic words.

    Finally, there are two syllabic characters, one representing the syllable a_s, and the other bas.

    1. 12. Origin of the Alphabet

    Various theories have so far been put forward on the origin of the Turkic ‘runic’ script. Otto Dormer, still before the script was deciphered, drew attention to the general conformity between the characters of the Yenisei script, that is, the Turkic ‘runic’ script, and the Lycian and Carian alphabets of Asia Minor of the antiquity, and assumed that the Yenisei script might have been derived from these alphabets. Thomsen, who deciphered the Turkic ‘runic’ script, did not accept this assumption and put forward the theory that the Turkic alphabet was derived from the late Semitic (Aramaic) alphabet, with or without an Iranian intermediary. Aristov and Mallitskiy suggested that the letters of the Turkic ‘runic’ script might have been developed from the Turkic tamgas. According to Polivanov, the Turkic script was mainly derived from the Turkic tamgas, but was slightly influenced by the Aramaic-Sog-dian and Pehlevi alphabets. He also suggested that certain letters of the alphabet are ideograms. Finally, A.

    C. Emre put forward the theory that the Turkic ‘runes’ are ideographic in character and developed from the same source as the Sumerian linear s.

    Of these theories, the one which has found more supporters than any other theory is that of Thomsen. Today it is generally accepted that the old Turkic alphabet is mainly derived from the Aramaic alphabet, through one or more Iranian intermediaries.9 In fact, there is a fairly close resemblance between certain letters of the Turkic alphabet and those of the Aramaic/Iranian alphabets. Therefore, it is possible that the inventor of the Turkic alphabet took as his principal model some form of the Aramaic alphabet which had been adapted for writing some Iranian language; but, obviously, this was no more than a beginning. The inventor must have invented a number of letters for which no Aramaic/Iranian model can be found. Furthermore, he made at least two great innovations: (1) he invented special letters used only to designate vowels; (2) he invented a number of letters which could be used only to designate consonants occurring in back-vocalic words and a number of letters which could be used only to designate consonants occurring in front-vocalic words.

    Thus, all unicons onantal and vocalic signs of the Turkic alphabet can be explained partly as reproductions of the letters of some Aramaic/Iranian alphabet and partly being the inventions of an inventor; but, this assumption still leaves quite a few, almost a dozen, signs unexplained. These are the so-called ‘di-graphs’ or ‘ligatures’. It has been suggested that these signs, too, were invented by the inventor who may have got this idea from the ligatures in Greek cursive script. The fact that there is no resemblance between any of the “digraphs’ and the letters representing their constituent sounds refutes this theory. The signs for the sound combinations It, nc, nt, oq/uq/qo/ qu, Sk/iik/ko/ku, i£/
    Another difficulty in accepting the Aramaic/Iranian origin theory is that in Aramaic a given sign designates syllables consisting of a given consonant and any vowel, e. g. , beth means ba, bi, bu, etc. , while in the Turkic script consonantal signs represent syllables beginning with a or a and ending in the characteristic consonant, e. g. , ah, ab, a£, ak, al, al, etc. It must be for this reason that initial a and a are left unwritten, and that all final vowels are designated.

    No matter how it was invented or came into being, there is no doubt that the Turkic ‘runic’ script is one of the most ingeniously devised alphabets of the first millenium. How early it was invented and began to be used is not known; but, it is certainly older than the Turkic inscriptions which date from the first half of the eighth century A. D. and are the earliest specimens of this script which have come down to us. The Turkic ‘runic’ script probably began to be used as early as the middle of the sixth century, as the official alphabet of the Turkic Empire. After this empire had collapsed in the middle of the eighth century, it was retained for a time, probably for about a century, as the official alphabet of the first Uigur Empire (745-840). Finally, it was replaced by the Uigur alphabet.
    ------------------------------------------------------------
    Türk Run harfleriyle yazmayı öğrenmek için aşağıdaki linkte ders var.Ne dersiniz ufak ufak isimlerimizi yazarak ,kısa sözcüklerle başlayıp öğrenelim mi ? (kısacası çalışma arkadaşı arıyorum)
    http://irq.kaznpu.kz/index.php

    Listen to -->>

    Kam Ata - Tengri Teg -TAMU

    There is no hierarchy in nature, only harmony. No chosen people, no chosen race, no soul slavery. My true beloved ones are Black Earth and Eternal Blue Sky

  9. #9
    Senior Member
    Join Date
    Aug 2012
    Last Online
    10-29-2014 @ 07:57 AM
    Meta-Ethnicity
    Turkic
    Ethnicity
    Türk
    Gender
    Posts
    986
    Thumbs Up
    Received: 142
    Given: 62

    0 Not allowed!

    Default

    Azerbaycan Manatı.


  10. #10
    Veteran Member MfA_'s Avatar
    Join Date
    Oct 2012
    Last Online
    01-12-2015 @ 11:32 AM
    Ethnicity
    Kurd
    Country
    Turkey
    Region
    Kurdistan
    Y-DNA
    E-CTS1096*
    mtDNA
    J1b3b
    Gender
    Posts
    2,230
    Blog Entries
    2
    Thumbs Up
    Received: 1,470
    Given: 1,578

    0 Not allowed!

    Default

    bu runic alfabenin windows fontlarını aradım ama bulamadım birtürlü

Page 1 of 4 1234 LastLast

Thread Information

Users Browsing this Thread

There are currently 1 users browsing this thread. (0 members and 1 guests)

Tags for this Thread

Bookmarks

Posting Permissions

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •